@BounDijital.net

20 yılı aşkın bir süredir internetle tanışıklığı olan Türkiye toplumunun dijitalleşmedeki ilerlemesini nasıl ölçebiliriz? İnternete bağlanma, internet kullanımı ve e-devlet gibi dijital kamu hizmetlerinin kullanımında nereden nereye geldik? Dijitalleşme performansında cinsiyet ve yaş grupları açısından farklılık var mı? Coğrafi bölgeler itibariyle dijitalleşme konusunda eşitsizlik söz konusu mu? Covid-19 salgını sürecinde dijitalleşme ne kadar arttı?

Yukardaki sorulara cevaplar bulmak amacıyla Türkiye Dijital Toplum Endeksi’ni (TDTE) tasarladık. Geniş kapsamlı bir çalışmanın bir bölümünü oluşturan TDTE, bildiğimiz kadarıyla toplumun dijitalleşme performansını ölçen Türkiye’deki en kapsamlı gösterge niteliğinde. Farklı boyutlarıyla toplumdaki dijitalleşmenin seyrini görebildiğimiz bu endeks sayesinde, demografik ve bölgesel eşitsizlikleri de ortaya koyabiliyoruz. Dilerseniz konuya TDTE’nin neyi, nasıl ölçtüğü ile başlayalım. 

TDTE neyi, nasıl ölçüyor?

TDTE’yi toplumdaki dijitalleşme oranını ölmeyi amaçlayan bir gösterge olarak tasarladık. Bu gösterge temel olarak, toplumun ne kadarının internete bağlandığı ve ne kadarının dijital faaliyetlerde bulunduğunun bileşkesinden oluşan bir oranı ifade ediyor. Şekil 1’de gösterildiği gibi, üç temel alanda 17 değişkenle, toplumun dijitalleşme performansını yüksek temsil düzeyi olan veriye dayalı bir analiz ile sunuyor.

Şekil 1: TDTE’nin temel alanları ve katkı oranları

TDTE’nin temel veri kaynağını TÜİK’in Hanehalkı Bilişim Teknolojileri Kullanım Araştırması (HBTKA) oluşturuyor.  2004 yılından buyana her yıl (2006 yılı hariç) yapılan araştırmanın amacı, hanelerin ve bireylerin sahip olduğu bilgi iletişim teknolojileri ve bunların kullanımı hakkında bilgi edinmek. Her yıl Nisan ayında gerçekleştirilen araştırma, örneklem itibariyle Türkiye genelini temsil etmesinin yanında, 2011 yılından beri de bölgesel açıdan temsil yeteneğine sahip. Yıldan yıla değişiklik göstermekle birlikte, Türkiye genelinde her yıl on bini aşkın hane ve 30 bine yakın bireyle gerçekleştirilen araştırma, Türkiye’de temsil kabiliyeti en yüksek, kapsamı ve yapıldığı yıllar açısından da en geniş veri kaynağı niteliğinde.

2004 – 2021 arasında Türkiye’nin dijitalleşme performansı

Türkiye toplumunun 2004-2021 arasında dijitalleşme yolunda kat ettiği mesafeyi, Şekil 2’de TDTE’nin yıllar itibariyle seyrinden görebilirsiniz. Bu seyre daha yakından baktığımızda, kabaca üç dönemin varlığından bahsedebiliriz. 2004 yılından 2013 yılına kadar olan ilk on yıllık süreçte dijitalleşmedeki artışın, 2014 yılı itibariyle daha da hızlanarak 2019 yılına dek devam ettiğini görüyoruz. 2020 yılındaki duraklamanın ardından ise Covid-19 salgını sürecinde tekrar artışa geçtiğine şahit oluyoruz. Bu noktada, temel veri kaynağımız HBTKA’nın her yılın Mart ayına kadar olan verileri yansıttığını belirterek, salgının dijitalleşme üzerindeki etkisinin ancak 2021 yılındaki değerlere bakılarak anlaşılabileceğini hatırlatmak isteriz.

Şekil 2: Yılar itibariyle TDTE (2004-2021)

TDTE’nin üç temel alanını oluşturan (1) internet bağlanma, (2) internet kullanımı ve (3) dijital kamu hizmetlerinin kullanımının endekse olan katkısı ise Şekil 3’te görülebilir. Her bir temel alanın endekse katkısının – 2020 yılında dijital kamu hizmetlerinin kullanımı hariç – yıllar itibariyle arttığını görebiliyoruz.

Şekil 3: Yıllar itibariyle temel alanların endekse katkısı

Şekil 3’e yakından baktığımızda, 2019 ve 2020 yıllarında birbirlerine yakın olan endeks değerlerinin, 2021’de kayda değer şekilde arttığını görebiliyoruz. Her bir temel alandaki artışın, TDTE değerlerini de yukarı çektiğini, geçmiş yıllarda nadir görülen bir şekilde endeks değerinin 5 puandan fazla arttığını gözlemliyoruz. Bu durum, toplumun Covid19 salgını sürecinde (Mart 2020 – Mart 2021 arasında) yüksek bir dijitalleşme performansı sergilediğine işaret ediyor. 

İnternet kullanımındaki değişim: e-ticaret, internet bankacılığı ve sosyal medya

TDTE’yi oluşturan üç temel alandan internet kullanımına dair endeks seviyelerini Şekil 4’te sunduk. İnternet üzerinden yapılan çeşitli faaliyetleri kategorileştirdiğimiz bu grafikte, her bir kategorinin yıllar içinde endekse katkısının artarak devam ettiğini görüyoruz.

Şekil 4: İnternet kullanımının gelişimi

Daha ayrıntılı baktığımızdaysa, bireylerin e-ticaret faaliyetinin ılımlı fakat istikrarlı bir artış izlediğini görüyoruz. Her ne kadar Türkiye’deki perakende e-ticaret hacminin bu ılımlı artıştan daha hızlı büyüdüğü akla gelse de endeksteki değişkenin internet üzerinden yapılan alışverişin hacmine değil, alışveriş yapan bireylerin sayısındaki artışa bağlı olduğunu belirtelim.

İnternet bankacılığı (e-banka) kullanımının da e-ticaret gibi istikralı bir şekilde artarak endekse katkı sağladığını görüyoruz. Gerek mobil uygulamalarla erişilebilirliğinin artması gerek internet bankacılığı yoluyla yapılabilen işlemlerin çeşitlenmesinin bu alana katkı sağladığını söylemek mümkün.

Sosyal medya kullanımı yine endekse artarak katkıda bulunan bir diğer kategori. Bu kategori oluşturulurken, 2012 öncesinde – henüz bugünkü sosyal medya platformları yokken – kullanıcıların etkileşimde bulunduğu sohbet odaları, MSN vb. sosyalleşme uygulamalarının kullanımının dikkate alındığı belirtelim. 

Covid-19 sürecinde internet kullanımındaki gelişime baktığımızda en büyük artışın e-ticaret ve internet bankacılığında gerçekleştiğini görüyoruz. Hem bankacılılık işlemlerinin hem de alışverişin çevrimdışı olarak da gerçekleştirilen faaliyetler olduğu düşünüldüğünde, bu artışın toplumun dijitalleşmesindeki katkısının önemli olduğunu düşünüyoruz. Diğer faaliyetler açısından baktığımızda ise haberleşme alanındaki artışın kalan diğer faaliyetlere göre Covid-19 sürecinde daha çok arttığı göze çarpıyor.

Cinsiyet ve yaş gruplarına göre dijitalleşme performansları

Türkiye’de birçok alanda var olan eşitsizliğin dijitalleşme performansı açısında da karşımıza çıkması muhtemeldi. Nitekim, endeksi demografik değişkenlere (cinsiyet, yaş, eğitim, vb.) göre ayrı ayrı hesapladığımızda Türkiye genelinde dijital eşitsizliğin olduğunu ortaya koyduk.

Bu alandaki bulgularımıza cinsiyet ve yaş grupları açısından kısaca değinebiliriz. Şekil 5-A’da 2004 yılında erkeklerin kadınlardan daha yüksek bir dijitalleşme seviyesi ile başladığını ve zaman içinde farkın açıldığını görüyoruz. Şekil 5-B’de yaş gruplarına göre endekslere baktığımızda, 16-29 ve 30-49 yaş aralığındaki iki grubun benzer şekilde ilerlediği, ancak 50-74 yaş grubunun diğer yaş gruplana göre oldukça zayıf bir performans gösterdiğine şahit oluyoruz.

Şekil 5: (A) Cinsiyete göre endeksler (2004-2021)
Şekil 5: B) yaş gruplarına göre endeksler (2004-2021)

Dijitalleşmede bölgesel eşitsizlikler

Sadece demografik açıdan değil,  bölgesel açıdan da dijital eşitsizlik olabileceği beklediğimiz bir durumdu. TTDE’nin tasarımının 2011 ve sonrası için bölge bazında ayrı ayrı endeks değeri oluşturmamıza imkân sağladığını belirtmiştik. Bu sayede 12 istatistiki bölge bazında dijitalleşme performansını değerlendirmemiz mümkün olabildi.

Bu değerlendirmede, başta İstanbul bölgesi olmak üzere batı ve kıyı bölgelerin, 2011-2021 arasında endekste en hızlı yükseliş gösteren bölgeler olduğunu gördük. Bu bölgeler aynı zamanda Türkiye’nin genelinden (TDTE’den) daha yüksek bir dijitalleşme performansına işaret ediyor. Öte yandan, orta ve doğu bölgelerin dijitalleşmeye görece daha düşük seviyelerden başlayıp daha az ilerleme kaydettiğini de tespit ettik. Şekil-6’da 2021 itibariyle bölgesel açıdan gelinen noktayı görmek mümkün.

Şekil 6: 2021 yılı bölgesel endeks değerleri

Şekil 6, bize dijitalleşmede kadın-erkek, yaşlı-genç arasında olan eşitsizliğin doğu-batı arasında da var olduğunu gösteriyor. Bu tür eşitsizlikleri tespit etmek ve gidermek için neler yapılabileceğine dair araştırmalarımız devam ediyor. Ancak, dijitalleşmede görece en geride olan bölgelerin 6 Şubat 2023 tarihinde meydana gelen deprem felaketinden en çok etkilenen bölgeler olması bizi bu eşitsizliğin daha artacağı konusunda endişelendiriyor.


Yorum bırakın