Nobel ödülü Jean Tirole’e çok yakıştı!

Bu yılki Nobel Ekonomi ödülüne iktisatçı olmayanların şimdiye kadar adını pek de duymadığı Fransız iktisatçı Jean Tirole layık görüldü. Tirole, Stiglitz veya Krugman gibi yakın geçmişte bu ödülü alan iktisatçılar kadar göz önünde olan birisi değil. Genel okuyucunun okuyabileceği popüler bir kitabı da yok. Aksine, kalınlıkları ile insanı korkutan, entelektüel derinliği ile de zihinleri yoran kitapları var.

Nobel komitesi Tirole’ü, “piyasa gücü ve regülasyon” alanındaki çalışmalarından dolayı ödüle layık gördü. Tirole’ün diğer çalışmalarını bir yana bırakıp sadece bu alandaki çalışmalarını dikkate alsanız bile, bunu bir yazıda özetlemek pek de mümkün olmaz. Bu nedenle bu yazıda ödülün verildiği alana sadık kalarak, Tirole’ün çalışmalarının sadece bir kısmının yarattığı yeni bakış açısını anlatmaya çalışacağım.

Piyasa gücü ne demek? Regülasyon neden gerekli?

Piyasa gücü, bir firmanın sattığı ürün veya hizmetin fiyatını yükseltebilme gücünü ifade eder. Elbette her firma kendi ürününün fiyatını belirleyebilir. Ama piyasa gücü olan bir firma, bunu müşterilerini kaybetme korkusu olmadan yapar. Bu da genelde satılan şeyin kolay kolay vazgeçilemeyecek bir ürün veya hizmet olması durumunda söz konusudur. Bu tür piyasalara devletin müdahale edip, toplum refahı için bu firmanın piyasa gücünü dizginlemesi gerekir. Bu amaçla da, temel çerçevesi yasalar ile çizilen, adına regülasyon denilen düzenlemeler yapılır.

marketpowerÖrneğin elektrik ve telekomünikasyon gibi altyapı endüstrileri, piyasa gücüne sahip firmaların varlığı sebebiyle regülasyona tabi endüstrilerdir. Bu endüstrilerin bazı kısımlarında rekabetçi denebilecek bir piyasa yapısı varken, bazı kısımlarına mutlak piyasa gücüne sahip tekeller hakimdir. Bu tür endüstrilerin iyi işleyebilmesi için devlet, düzenleyici kurumlar yoluyla devreye girerek bu firmaların fiyatlarını düzenlemeye çalışır. Fakat bu sanıldığından çok daha zor bir iştir. Tirole’ün çalışmaları da bu zor işin üstesinden nasıl gelinebileceği üzerinedir.

Regülasyon neden zor bir iştir?

Piyasa gücüne sahip bir firma, rekabet baskısı altında olmadığı için hem kısa hem de uzun vadede toplum refahına pek de katkı sağlamaz. Kısa vadede, fiyatlarını yüksek tutarak kendisi aşırı kar ederken, tüketiciler mağdur olur. Uzun vadede ise, sunduğu ürününün kalitesini arttırmak veya maliyetini düşürmek için herhangi bir yatırım girişiminde bulunmaz.

Böyle bir tablo karşısında regülasyon işini zor kılan, düzenleyici kurumun elinde kullanabileceği mükemmel araçların olmamasıdır. Örneğin düzenleyici kurum, aşırı kar elde edilmesini engellemek için firmanın maliyetine makul bir kar ekleyerek satılan ürün için bir fiyat belirleyebilir. Kısa vadede işe yarar görünen bu çözüm, uzun vadede firmanın maliyetlerini kısma konusunda herhangi bir yatırım yapmasını özendirmez. Zira firma maliyetlerini ne kadar kısarsa kıssın karı aynı kalacaktır. Firmayı maliyetlerini kısmaya yönlendirmek için düzenleyici kurum başka bir fiyat belirleme yöntemi kullanabilir. Örneğin satılan ürün için sabit bir tavan fiyat belirlenmesi, firmayı maliyetlerini kısmaya özendirebilir. Ancak bu sefer de, maliyetini başarılı bir biçim de azaltan firma için aşırı kar söz konusu olacaktır. Bu da regülasyonun toplum refahına katkı yapma hedefi ile çelişen bir durumdur.

Peki, Tirole bu zor işi kolaylaştırdı mı?

Tirole’ün bu alana katkısından bahsederken iki şeyi açıklığa kavuşturmakta fayda var. Öncelikle, Tirole regülasyon işini kolaylaştıran ve firmaların piyasa gücünü dizginleyen sihirli bir reçete sunmamıştır.  Regülasyonun nasıl daha etkili olabileceğine dair bir bakış açısı ortaya koymuştur. Bunu da tek başına değil, 2004 yılında hayatını kaybeden J. J. Laffont ile birlikte yapmıştır.

freakonomicscomTirole’e göre regülasyon ile ilgili temel sorun, devletin düzenlemeye çalıştığı firma ve onun faaliyet gösterdiği endüstri hakkındaki bilgi eksikliğinden kaynaklanır. Bu sorunu daha vahim hale getiren ise, firmanın devlete kıyasla hem endüstri hem de kendisi hakkında daha çok bilgiye sahip olmasıdır. Bu sorun literatürde asimetrik bilgi problemi olarak adlandırılır. Zamanla enerji, telekomünikasyon gibi endüstrilere özgü düzenleyici kurumların (bizdeki EPDK, BTK gibi) kurulması bu endüstrilerin nasıl işlediğine dair bilgi asimetrisini azaltmıştır. Ancak firmanın maliyetleri ve benzeri konularda kendine sakladığı stratejik bilgiler sebebiyle asimetrik bilgi sorunu devam etmektedir.

Bir oyun teorisi ustası olan Tirole, devam eden bu sorunu aşmak için regülasyonu, düzenleyici kurum ile firma arasında oyuna çeviren bir yaklaşım sunmuştur. Bu oyun içerisinde akıllıca tasarlanmış mekanizmalar sayesinde firmanın kendisine sakladığı bilgilerin açığa çıkması amaçlanmaktadır. Örneğin bu yaklaşım ile, firmaya birden fazla fiyatlama yöntemi sunularak, firmanın sakladığı bilgilerin firmanın kendi seçimi ile açığa çıkması sağlanabilecektir. Açığa çıkan bu bilgiler de daha etkili bir regülasyon için kullanılabilecektir. Mekanizma ne kadar akllıca tasarlanırsa açığa çıkan bilgiler ve regülasyonun etkinliği de o kadar artacaktır.

Özetlersek…

Jean Tirole regülasyonun sadece bir hesaplama işi olmadığını, asimetrik bilginin regülasyon ile ulaşılmak istenilen hedefler üzerinde etkili olduğunu gördü. Görmekle de yetinmeyip, bu asimetrinin nasıl azaltılabileceği konusunda yeni bir düşünce şeklinin oluşmasına katkıda bulundu. Zorla güzellik olmayacağını kavrayıp, akıllı mekanizmalar tasarlayarak firmaların toplum çıkarına hizmet edebileceklerini gösterdi. Bu ve bu yazıda bahsedemediğim diğer önemli katkıları nedeniyle Jean Tirole’e Nobel çok yakıştı.


Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s

%d blogcu bunu beğendi: